İsraiL in yaptığı sizce nedir ?

29 Aralık 2008 Pazartesi

YARDIMA... MUHTAÇ... OLANLARI... EZEREK... BÖBÜRLENENLER... EZDİKLERİ'NDEN... DAHA... DA... MUHTAÇ... DURUMA... DÜŞMEYE... MAHKUMDUR... vede... MAHKUM... OLMAYA... MECBURDURLAR...[CaCıK] ---------------------- YARDIMA... MUHTAÇ... OLANLARI... EZEREK... BÖBÜRLENENLER... EZDİKLERİ'NDEN... DAHA... DA... MUHTAÇ... DURUMA... DÜŞMEYE... MAHKUMDUR... vede... MAHKUM... OLMAYA... MECBURDURLAR...[CaCıK] --------------------- YARDIMA... MUHTAÇ... OLANLARI... EZEREK... BÖBÜRLENENLER... EZDİKLERİ'NDEN... DAHA... DA... MUHTAÇ... DURUMA... DÜŞMEYE... MAHKUMDUR... vede... MAHKUM... OLMAYA... MECBURDURLAR...[CaCıK] -----------------

28 Aralık 2008 Pazar

blogda yeni dönem

evet arkadaşlar bundan sonra blogu samet arkadaşımla birlikte yayımlayacayız.samet arkadaşım bu işlerle gerçekten çok ilgili bi kişi.Onun içün onunla yazacağız.artık blogda sadece komik şeyleri değil gündelik yaşamdan ilginç bulduğumuz ayrıntıları,çevremizdeki olayları,bir lise öğrencisin gününü nasıl geçirdiğini, hayata bakışını ve okuldaki yaşamını aktarmaya çalışacağız.
OĞUZ TAN

26 Aralık 2008 Cuma

Komik Mi ? Acı Mı ?

Müşteri: Merhaba, ben Ayşe. Disketimi yuvasından çıkaramıyorum da...

Tek.Des: Çıkartma düğmesine bastınız, değil mi?

Müşteri : Elbette… Sıkıştı herhalde.

Tek.Des: Tamam hanımefendi, not alıyorum. Bir arkadaş gelir bakar.

Müşteri: Bir dakika! Disket henüz yuvasına koymamışım, masanın üzerinde duruyor.
Afedersiniz. ***

Tek.Des:Nasıl bir bilgisayarınız var Ömer bey?

Müşteri: Beyaz ***

Tek.Des: Ekranınızın solundaki 'Bilgisayarım' ikonunu tıklar mısınız?

Müşteri: Sizin solunuz mu, benim solum mu? ***

Tek.Des: Günaydın. Size nasıl yardımcı olabilirim?

Müşteri: Merhaba. Yazıcım çalışmıyor da...

Tek.Des: Anladım. 'Başlat' tuşuna basar mısınız?

Müşteri: Bak dostum! Ben Bill Gates değilim. Bana öyle teknik konuşma! ***

Müşteri: Merhaba. Ben Aysu. Bilgisayarımdan çıktı alamıyorum. Her deneyişimde 'yazıcı bulunamıyor' diye bir ikaz yazısı çıkıyor. Yazıcıyı kaldırdım ekranın önüne koydum, hâlâ 'yazıcı bulunamıyor' diyor. *******

Müşteri: Yazıcımdan renkli çıktı alamıyorum. Bir şeyi eksik mi yapıyorum acaba?

Tek.Des: Yazıcınız renkli mi?

Müşteri : Aaah! Afedersiniz ya... ***

Tek.Des: Simdi ekranınızın üzerinde ne var hanımefendi?

Müşteri: Eşimin doğum günümde hediye ettiği ayıcık. Niye? ***

Müşteri: Klavyem çalışmıyor.

Tek.Des: Bilgisayara bağlı mı acaba?

Müşteri: Bilgisayarın arkasına ulaşamıyorum.

Tek.Des: Klavyenizi elinize alin ve on adim geri gidin.

Müşteri: Tamam.

Tek.Des: Klavye sizinle geldi mi?

Müşteri:Evet.

Tek.Des: Bu, klavyeniz bilgisayara bağlı değil demek oluyor.

Müşteri: A-a! Masada bir klavye daha var... Hah! Bu çalışıyor. ***

Tek.Des: Şifrenizi söylüyorum: küçük c, büyük a, küçük n, 7Müşteri: 7 büyük mü, küçük mü?***

Müşteri: Nete giremiyorum. (dial-up dönemi)

Tek.Des: Parolanızı doğru girdiniz mi acaba?

Müşteri: Tabi. Arkadaşımın girdiği parolanın aynisi girdim.

Tek.Des: Arkadaşınızın girdiği parola neydi?

Müşteri: Beş yıldız. ***

Tek.Des: Hangi anti-virüs programını kullanıyorsunuz efendim?

Müşteri: Windows

Tek.Des: O anti-virüs programı değil efendim.

Müşteri: Afedersiniz; internet explorer`di. ***

Müşteri: Çok büyük bir problemim var. Arkadaş bilgisayarıma bir ekran koruyucu koydu. Ama
mouse`i oynatınca kayboluyor ya!***

Tek. Des: Buyurun efendim?

Müşteri: Eee! İlk defa mail gönderiyorum da...

Tek.Des: Tamaam! Ben size yardım edeyim.

Müşteri: Adresteki 'a'yı yazdım da, çevresine daireyi nasıl çizeceğim?

16 Ağustos 2008 Cumartesi

medyamız...

sabah televizyonu aç...seda sayan..öğlen aç..aydın kuşu..akşam aç..faik..peki sorarım..siz ne iş yaparsınız..şu koskoca medya ordusu..ha?..seda sayan,hülya avşar..kim kimi düküklemiş,kim kiminle..kimin donu düşmüş,kimin silikonu patlamış..sezen nerden godomanlara konser vermiş,gülşen yine kim boynuzlamış..süreyya aydın bodrumda ikon,eda taşpınar güneşte pancar olmuş..ibo antalyada mekan kapatmış,sosyete güzeli son bombayı patlatmış..bu olimpiyatta kaç sporcumuz var,hangi dalda yarışıyoruz,elenmişiz,kazanmışız,sonuncuyuz..korkma medya faresi kimsenin umurunda değil..bu satırları yazan türk gençliği ekranlardan amerikaya küfreder ama yüzmede phelpsi boynunu bükerek izler..hani nerde jimnastikcilerimzi..ha pardon olnar ahiret mektubu yazmakta..abdetsiz jimnastik yapılmaz..geçin bunları gücümzü yetmemilş miş..miş....hayır.gücümüz var..üniversite sıralarını bitiren bu ülkede milyonlarca insan var..bunlar ilk olimpiyat madalyasını alan sporcumzu bilmez ama akşam televolede kimin kimi düdüklediğini bilir..hadi açıın satırlarınzı yazın cesurca..kaldırın tüm medya haberlerini..doğuda başarıya aç,spora aç..koşmaya aç..zıplamaya aç çocukalrı yazın..yazın hadi..sezen aksu kadar değer verin genç ruhlara..süreyay yalçın kadar değer verin genç yüreklere..hadi silin bu satırları..para toplayın olimpiyat evleri,spor merkezleri içn kaç zengin para verir..kaçının umurunda..onlar serdar ortaça 200 ytl verir ama bir yüzme havu için çivi çakmaz..kaçının umurunda dün ringe çıkan furkan memiş..hadi sokakta sor 100 kişiye kim tanır bu 17 yaşında pırıl pırıl genci..ya ilk atletizmde madalya alan ruhi sarıalpi..sen sorsana furkanımı tanırlar yoksa serdar ortacımı?..sonra yaz babam yaz.bizim genç kızlarımzı ya türbanı takmayı bilir ya modayı takip etmeyi,biizm erkeklerimzi ya msnede yazmayı bilir,yada alanyada ruslara taciz etmeyi..sonra gücümzü yetmedi..var gücümüz..ama başka şeyler çalışıyor..ahada bunuda ben özetledim..buda tek gümüş madalyammıza kapak olsun..anlayan anlasın..

Ülkemizin olimpiyatlardaki durumu

Olimpiyat oyunları başladı.
Oturduk televizyonun karşısına seyrediyoruz
Ülkemizin yarışmalardaki durumu özetle şöyle:
Halter... Gücümüz yetmedi...
Yüzme... Ciğerimiz yetmedi...
Kürek... Nefesimiz yetmedi...
Bisiklet... Tabanımız yetmedi...
Binicilik... Nalımız yetmedi...
Judo... Zıplamamız yetmedi...
Atlama... Boyumuz yetmedi...
Atletizm... Devşirmemiz yetmedi...
Takım sporları... Ruhumuz yetmedi....
75 milyon nüfustan sporcu yetiştirmeyi başaramayanların gelmiş geçmiş tümünü anmak istedim... Bildiğim sözler yetmedi...

6 Ağustos 2008 Çarşamba

TARİHTEKİ GİZLİ GERÇEKLER

İnsanoğlu her ne kadar uzaya çıksa da bundan binlerce yıl öncesine ait bazı nesnelerin üzerindeki esrar perdesi hâlâ aralanamıyor. İngiliz bilim ve teknoloji dergisi Focus da son sayısında bugünün teknolojisiyle bile üretilmesi zor olan gizemli nesnelerden bazılarını tanıttı...

Geleceği gören harita
Coğrafya ve harita uzmanı ünlü Türk denizci Piri Reis'in 1513'te çizdiği Afrika, Amerika ve Güney Kutbu'nu gösteren harita, ortaya çıkarıldığı 1929 yılında ortalığı karıştırdı. Çünkü Güney Kutbu'nun keşfi, haritanın çizilmesinden çok sonra, yani 1818'de gerçekleşmişti. Dahası, Piri Reis'in haritası, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Ancak kıta üzerindeki buzlar, haritanın çizilmesinden tam 6 bin yıl önce erimişti

2000 yıllık pil
Alman arkeolog Wilhelm Konig tarafından 1938'de Irak'ın başkenti Bağdat'ın yakınlarında bulunan 2 bin yıllık pil, bilim adamlarını şaşkına düşürdü. Konig, 13 santimetre boyundaki toprak bir kabın içine monte edilmiş bir bakır silindir, onun etrafındaki demir çubuk ve testinin ağzını kapatan asfalttan oluşan bu nesneyi "dünyanın en eski pili" olarak tanımladı. Pilin 2 volt enerji ürettiği saptanırken, 1800'lü yularda modern pili icat eden Alessandro Volta adlı İtalyan kontunun da şöhretine gölge düştü

Antik çağ bilgisayarı
1900 yılında Girit açıklarındaki bir batıkta araştırma yapan bilim adamları ilginç bir cisme rastladı. Tahta bir muhafazanın içine yerleştirilmiş bir dizi bronz dişliden oluşan bu garip nesnenin kasası, yüzeye çıkarıldığı anda dağıldı ve cihazın içindeki karmaşık yapı ortaya çıktı. Yapılan çalışmaların ardından, bu aygıtın Ay, Güneş ve diğer gezegenlerin konumlarını hesaplamak ve istendiği anda bunların pozisyonlarına yönelik tahminlerde bulunmak için geliştirildiği anlaşıldı.

Kristal kuru kafa
Maya dönemine ait 1000 yıllık bu kristal kuru kafa, tek bir blok kristal üzerine oyma olarak yapılmış. Nasıl yapıldığı hala anlaşılamayan kuru kafanın altından tutulan ışık, doğrudan göz çukurundan yansıyor. Bu teknolojinin bugün bile mümkün olmadığı söyleniyor.

Generalin kemer tokası
M.S. 300'lü yıllarda ölen Çinli general Çou Çou'nun mezarında 1956 yılında bulunan kemerin tokası, yüzde 85 oranında alüminyumdan yapılmış. Ama doğada sadece bileşik olarak bulunan alimünyumun diğer maddelerden ayrıştırılarak tek bir madde olarak kullanılabilmesi ilk kez 19. yüzyılda mümkün olmuştu

1000 yılda yapılan kent
Pasifik Okyanusu'ndaki Mikronezya adası yakınlarına kurulu antik Nan Madol kentinin inşası, M.Ö 200'de başladı ve 1000 yıl sürdü. 250 milyon tonluk dev bazalt bloklar kullanılarak yapılan bu kent, 100 yapay adayı kanallarla birbirine bağlıyor. Bu kadar bazaltın bölgeye nasıl getirildiği ise hâlâ sır.

Uzaylılar için iniş pisti
Peru'nun Pampa sahilindeki 450 kilometrekarelik alan üzerine çizili motifler, M.O. 300 üe M.S. 600 arasındaki dönemi kapsayan hayvan ve bitki şekillerini resmediyor. Nazca medeniyeti tarafından yapıldığı düşünülen bu garip motiflerin, uzaylılar için bir iniş pisti vazifesi gördüğü öne sürülüyor

Concorde'un atası
M.Ö 200'de yapıldığı sanılan bu nesne, 1898 yılında Mısır'da bir lahitte bulundu. Ancak gerçek uçaklar icat edilene kadar ne olduğu konusunda kimse bir fikir beyan edememişti. 1972'de arkeolog Halil Mesiha bunun bir model uçak olduğunu, mükemmel bir aerodinamiğinin bulunduğunu ve kanatlarının Concorde'u andırdığını iddia etti.

Kayaya gömülü çekiç
Tahta sap ve demir tokmaktan oluşan bu çekiç, 1936'da Teksas'ta 400-500 milyon yıllık bir kayanın içine gömülü olarak bulundu. Modern bir aletin tarih öncesi bir kaya kütlesinin içine nasıl girdiği bir yana, çekiçte kullanılan demirin günümüz demirlerinden bile saf olması bilim adamlarını hayrete düşürdü.

Harçsız taş set
Peru'nun Cusco bölgesindeki bir İnka kalesinin etrafını 360 metre boyunca zikzak yaparak saran 9 metrelik setlerin yapımında, tanesi 300 tona varan kireçtaşı blokları kullanılmış. Ancak hiç harç kullanılmamasına rağmen bu kayalar, arasına bıçak bile sokulamayacak kadar mükemmel yerleştirilmiş.





BİZ ÇILGIN TÜRKLER

1. Kagit mendili kumas mendil gibi günlerce burusuk sekilde cebinde tasir.

2. Rüzgarli havalarda küller uçmasin diye küllüge su koyar.

3. Serçe parmagini kulagina sokup iyice sallayarak karistirir.

4. Ancak bir Türk gazete bulmacasini hep baskalarina sora sora çözebilme becerisini gösterip , kendisi çözdü diye sevindirik olabilir.

5 . Sakal trasi olduktan sonra kanayan yerlerine küçük kagitlar yapistirir.

8. Soba borusu aktiginda yogurt kaplarini telle soba borusuna baglar.

9. Nezle olunca tuvalet kagidini uzun bir serit yaparak kullanir.

10. Dis firçasiyla disini firçalamayip da saçini boyamak için kullanan birini görürseniz , o saçini seven bakimli bir Türk'tür.

11. Konusma yetenegi olan hayvanlara ilk olarak küfür etmesini ögretir.

12. Sahilde mayosunu kabinde giymek yerine arkadaslarina havlu tutturarak giymeye çalisip bir de arkadaslarina "bakmayin lan" diye çikisir.

13. Çorabinin kirlenip kirlenmedigini burnuna götürerek kisa süreli koklayarak anlayan kisi temizligine düskün bir Türk'tür.

14. Daha birinci telefon zili çaldiginda telefonun basina dikilen ama açmak için ikinci kez çalmasini bekler.

15. Bir dükkana girip , onun bunun fiyatini sorduktan sonra "abi araba bes dakka dursun, ben hemen gelicem" deyip, 2 saat sonra gelir.

16. Cebinden çikardigi paralarin içinde en eskisini özenle arayip bulduktan sonra para üstü verir.

17. Trafikte ambulansin pesine takilarak sikisikliktan kurtulup , uyaniklik yaptigini zanneder.

18. Kagit paralarin üzerine not alir ve parayi harcadigi için notu kaybeder ve ya elden ele dolasacagini bildiginden komik yazilar yazar. ( Paranin ön yüzüne tehlike aninda arkayi çeviriniz yazip aninda çevirince de simdi degil salak tehlike aninda yazanlardan bahsediyoruz .)

19. Çocugu yanlislikla elini kestigi veya düstügü için agladiginda elini kesti veya düstü diye çocugunu döver

.20. Taksi tuttugunda taksicinin yanina oturur .Eger üç dört kisi taksi tutuyorsa , taksi parasini veren kisi ön koltuga oturur.

21. Kürdanla disini karistirip önce çikarip bakar , sonra tekrar agzina koyar.

22. Ütü fisi , teyp fisi veya televiyon fisi kablosunun bakir teli disari çikmis ise çocuklari elektrik çarpmasin diye bakir teli selobantla yapistirir.

23. Ailece televizyon izlenen bir evde kumanda babanin elindeyse ve o ne izlerse digerleri de onu izlemek zorunda kalir.

24. Çantasinin içinde yeni tanistigi birisine bile çekinmeden göstermek üzere en güzel fotograflarini ve aile albümünü tasiyan birisini görürseniz hemen boynuna sarilmayin yoksa çantayi kafaniza yiyebilirsiniz , çünkü o kisi bir Türk kizidir.

25. Bir türk esnafi , müsterisinden aldigi parayi önce iki ucundan tutup iki defa gerginlestirir daha sonra da günese dogru tutup bakarak sahte olup olmadigini anlar.

26. Evin bir odasinin ampülü patladigi zaman yenisini almayip da fazla kullanmadigi bir odanin ampülünü onun yerine takar.

27. Evinde bulunan saksilarin dibini kültablasi olarak kullanir

.28. Dislerini gazoz açacagi , findik ve ceviz kiracagi olarak kullanir.

29. Isinde iyi olan birisini överken hakaretle iltifat eden bir Türk'ten baskasi olamaz. (Serefsizin oglu ne is yapmis be kardesim, helal olsun)

30. Aracin sinyal lâmbalari dururken kolunu çikararak "dönüyorum" hareketi yapar.

31. Yemegin etini en sona birakir.

32. Dingildeyen bir masanin ayagina kagit sikistirma fikri bir Türk'ündür.

33. Dislerinin arasindan "viij viij" diye ses çikarir.

34. Tv'de film seyrederken filmin oyunculariyla muhatap olan (dur oraya gitme öldürecekler seni) Türk sinema severlerdir.

35. Arabasina öküz, köpek, horoz sesli korna taktirma fikrinin patenti bir Türk'e aittir.

36. Gazete kagidini en iyi sekilde kullanir.(Cam silme bezi, külah, mendil, sofra bezi )

37. Plastik yogurt kabini saksi yapar.

38. Arabasinin arkasina yazi yazar .(Rahmetli de sollardi, tek rakibim THY, kroyum ama para bende)

39. Uçakta bulunan tanidiklarina uçak havalandiktan sonra görmeyecegini bildigi halde el sallar.

40. Çignedigi sakizi daha sonra çignemek üzere kafasindaki tülbende yapistiran bir Türk kadinindan baskasi degildir.

41. Tek abdestle bes vakit namaz kilmak için iki büklüm kivranir.

42. Desenlerini çok begenerek aldigi yeni bir mobilyanin üstünü baska bir örtü örterek kullanir.

43. Geçirdigi bir trafik kazasindan sonra kanlar içinde çikip, çarpilmis arabasina üzülür.

44. Tüp kaçiriyor mu, kaçirmiyor mu diye kibrit yakip kontrol eder.

45. Otoyolda, otomobilin gaz pedalina tugla koyup, yorulmadan kullanma fikri bir Türk'ündür.

46. Elektronik hesap makinesini, uzaktan kumandasini naylona sarmis, üzerine de ambalaj lastigi geçirmis birini görürseniz Türk'tür o.

47. On yillik bir otomobilin koltuk ambalaj naylonlarini çikarmadan kullanma becerisini gösterir.-----Eğer bir yabancı türk vatandaşı olmak istiyorsa bu kurallara bakılıyomuş

Çocukken futbol kurallari

1. Iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.

2. Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.

3. Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.

4. Hava kararınca, ezan okununca, anne-baba çağırınca maç biterdi.

5. Uç korner bir penaltıydı

6. Topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı.

7. `Frikiklerde açıl biraz` denince `Burası Ali Sami Yen mi` şeklinde cevap verilirdi

8. Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi

9. Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe `Açılsana 3 kere sektirdim` derdi, rakip açılırdı; efendilik vardı.

10. Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes `?şe işe!` diye bağırırdı

11. Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı

12. Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.

13. Tanju, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz, Hagi, Hakan, Hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı.

14. Topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı.

15. Klişe laflar vardı: `At bakayim abinin kıllı göğsüne!`

16. Elin avantajı olmazdı

17. Bel üstü gol sayılmazdı

18. Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi

19. Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı

20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.

21. Pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı

22. Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi... Büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.

23. Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.

24. Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip "adamın gol diyo" diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı

25. Varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: "hakeme gözlük, eline de sözlük" tü.

26. Oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı.

27. Penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. Ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: "Merak etme olm, teknik vuracam

28. Sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. Kalecilik sırası "Sonum bir Allah" diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.

29. Dizde veya ayak ucunda top sektirerek de sıra belirlendiği olurdu (genellikle 9 aylık veya 21 aylık gibi oyunlarda). Bu durumlarda ilk sektirmek isteyen "Birim bir Allah, kırmızı bayrak, yeşil kitap" derdi.

30. Kaleci oyuncu kavramı vardı. Takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.

31. Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "Adamın devam ediyor." derdi

32. Milli birlik ve beraberliğimiz mahalle maçlarında başlamıştır. Önce maçlar yapılır... Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu

33. Atan alır spor vardı. Eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.

34. Mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. Aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.

35. Skor ne olursa olsun akşam saati yaklaştığında "Golü atan kazanır." kuralı işlerdi

36. Maçlardan sonra su sırasına girmek ayrı bir davaydı ve mutlaka koşa koşa gidilirdi. Genellikle yaşlı amca veya teyzeler, zemin katta oturanlar bu işin acımasız kurbanlarıydı

37. El kasti değilse (bunu da o zamanlar nasıl ayırıyorsak hiç anlamış değilim) o top direkt kaleye kullanılmaz, "kasti değilki oğlum, gol olmaz." denirdi...

38. Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.

39. Kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat gene de gol sayılmazdı. Karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi.

40. Para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.























Şükretmesini Bilelim

43-ncü Alay 1-nci P. Tb. 1-nci Bölük
1917 YILI YEMEK LİSTESİ

15 Haziran
Sabah : Üzüm Hoşafı
Öğle : YOK
Akşam : Yağlı Buğday Çorbası
Ekmek : TAM

26 Haziran
Sabah : YOK
Öğle : YOK
Akşam : Üzüm Hoşafı
Ekmek : TAM

18 Temmuz
Sabah : Üzüm Hoşafı
Öğle : YOK
Akşam : YOK
Ekmek : YARIM

8 Ağustos
Sabah : Yarım Ekmek
Öğle : YOK
Akşam : Şekersiz Üzüm Hoşafı

NOT: 21 TEMMUZ 1917'DEN İTİBAREN BAŞLAYARAK ORDU EMRİYLE EKMEK İSTİHKAKI 500 GRAMA İNDİRİLMİŞTİR. ÇÜNKÜ UN VE EKMEK KALMAMIŞTIR.

Bunları Biliyormusunuz?

>>* kendi dirsegini yalamanin imkansiz oldugunu ?

>> >* ordegin vakvaklamasinin yanki yaratmadigini ve >> >bunu kimsenin aciklayamadigini?

>> >* dunyadaki fotokopi makinelerinde meydana gelen >> >arizalarin %23 unun, makinenin ustune oturup kendi popolarinin >> >fotokopisini cekmek isteyen insanlar sayesinde meydana geldigini?

>> >* yasamin boyunca uyku sirasinda yaklasik 70 bocek ve 10 orumcek >> >yiyecegini?( Mmmmh!!:)

>> >* idrarin zifiri karanlikta parladigini?

>> >* eger cok siddetli hapsirirsan, kaburgalarindan birini >kirabilecegini?

>> >* hapsirmayi engellemeye calisirsan,basindaki veya boynundaki >damarlardan >> >birinin yirtilabilecegini ve olebilecegini?

>> >* hapsirdigin sirada gozlerini acik tutmaya >> >calisirsan, yerlerinden firlayabileceklerini?

>> >* domuzlarin vucut yapilarindan dolayi hicbir zaman baslarini >>yukari >> >kaldirip gokyuzune bakamadiklarini?

>> >* dunya nufusunun %50 sinin hic telefonla konusmadigini?

>> >* farelerin ve atlarin kusamadiklarini?

>> >* 1 saat sureyle kulaklikla birsey dinlemenin kulaktaki bakteri >sayisini >> >%700 arttirdigini?

>> >* cakmagin kibritten once bulundugunu?

>> >* parmak izleri gibi dil izlerinin de her insan icin benzersiz >oldugunu?

>> >* bu yaziyi okuyan insanlarin %75 inden fazlasinin, dirseklerini >yalamaya >> >calisacaklarini:)

>> >gercekten olmuyor di mi:)

Abdülhamit'in İstihbarat Gücü

Batılı emperyalist güçlerin, Ermenileri piyon olarak kullanıp kışkırtarak Anadolu'da karışıklıklar çıkardığı günlerde, İngiliz Büyükelçisi'nin Sultan Abdülhamit e gelip, küstahça: "Daha ne kadar Ermeni öldüreceksiniz?" diye sorma cüretini göstermesi üzerine, Ulu Hakan'ın keskin bakışlarını elçinin üzerine dikerek:

"Filan gün, filan saatte Karadeniz'in filan noktasına yaklaşıp, karaya Ermenileri Türklere karşı silahlandırmak için şu kadar sandık malzeme çıkaran ve komitacılara teslim eden İngiliz gemisinde, Türk başına kaç silah bulunuyorsa tam o kadar Ermeni öldüreceğiz." cevabını verdiğini... Sultan Abdülhamitin bu muazzam istihbarat gücü karşısında İngiliz elçisinin dehşete kapılarak aptallaştığını... Biliyormuydunuz?

Benimle Çıkarmısın?

Bu soruya bir bayanın verebileceği cevaplar ve bu cevapların gerçek anlamları :
1-Olmadığı için üzgünüm; ama lütfen arkadaş kalalım.(İstediğin şey mümkün değil. Ama yanımda olmaya devam et. Beni evime getirip götürecek, güldürüp-eğlendirecek, eğlence yerlerinde eşlik edecek, faturalarımı yatıracak ve tamirat işlerimi yapacak birisine ihtiyacım var. Merak etme; bir erkek arkadaşım olduğunda da arada sırada ararım seni.)
2 - Ama ben seni kardeşim gibi görüyorum.( Bir daha asla bu konuyu gündeme getirme.)
3- Duygusal sorunlarım var; önce onları çözümlemem gerek. (Senden başka birkaç kişi daha var; ama bir türlü karar veremiyorum.)
4 - Böyle bir ilişki için henüz hazır değilim. (Henüz alemlerin tadını yeterince çıkaramadım. Beraber olmak istediğim birkaç yüz kişi daha var. Beklemeye devam et. Daha iyisini bulamazsam belki gelirim...)
5- Seni yeterince tanımıyorum.(Tipin falan tamam ama ya diğer özelliklerin? Araba senin üzerine mi? Evin-yazlığın var mı? Kaç para kazanıyorsun? Bankada paran var mı, vs...)
6- Teklifine sıcak bakıyorum ama şimdi olmaz. Zamana bırakalım...(Saz heyetinde on sekizinci keman olarak çalmaya devam et. Gencim, güzelim, çekiciyim. Bunların tadını en dibine kadar çıkarmak istiyorum; diğer taraftan senden daha iyi birisini bulamamaktan da kaygılanıyorum. Gözaltı torbalarım ortaya çıktığında kabul edeceğim.)
7- Seni seviyorum. Ama ben çok seçici birisiyim; kolay kolay beğenmem. Hemen karar vermemi bekleme.( Ben İngiltere kraliçesinin soyundan geliyorum. Bana layık olmak çok zordur. Superman - Brad Pitt - Prens Rainer - Bill Gates karışımı bir erkek arıyorum. Güç, karizma, zenginlik, zeka, statü, fizik, kimya, falan hepsi birarada olmalı. Kız kurusu olmak pahasına da olsa arayacağım. Eğer bulamazsam can simidim olursun, değil mi kerizciğim?..)
8- Hayatım şu anda karmakarışık, israr etme.. Ben seni ararım.(Birkaç erkeği aynı anda idare ediyorum. Fazla kurcalama. Habersiz eve gelmeye falan da kalkma, ikimiz de dayak yeriz valla... )
9- Aşk bana göre değil...( Kendime güvenim yok. Bir ilişki sürdürmek için çaba harcamaktansa evde televizyon izleyip, pasta-börek yerim. Nasılsa ailem zamanı gelince birisini bulur.)
10- Aynı işyerinde çalıştığım biriyle birlikte olamam.(Hiç tipim değilsin. Ama ileride yöneticim olursun da burnumdan getirirsin diye açık açık söyleyemiyorum.)
11- Şu sıralar kariyerime konsantreyim.(Yaptığım iş dışında hiçbir konuda söyleyecek sözüm yok.)
12- Ben nişanlıyım.(Ne güzel eğleniyorduk. Neden üzerime geldin ki sanki. Sonunda doğruyu söylemek zorunda kaldım işte...)
13- Evet, kabul ediyorum... (Dürüst bir bayan)
14- Hayır, kabul etmiyorum. (Dürüst bir bayan daha

5 Ağustos 2008 Salı

yeni blogum

arkadaşlar bu yaz sıcakları benim de kafamı bozdu bir blog açtım.blogda belirli bişey olmayacak(sadece spor veya msn okul muhabbeti)kafama göre takılcam hepiniz eğlenirsiniz inşallah.

ZİYARETÇİLER